Attalos Meydanı’nda gerçekleştirilen anma töreni, saygı duruşuyla başladı. Ardından Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını Mahir Doğan okudu. Doğan, yaptığı açıklamada “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmelerinin üzerinden 53 yıl geçti. Onlar bir dönemin yalnızca devrimci gençleri değil, halkların gönlünde taht kurmuş kahramanlarıdır” diyerek, üç fidanın halkın vicdanında her zaman yaşadığını vurguladı. Denizlerin ortaya çıktığı dönemin koşullarını ‘yangın ormanına’ benzeten Doğan, 1970’lerin başındaki toplumsal mücadelelerin büyüklüğüne dikkat çekti. “İşçiler, köylüler, öğrenciler iktidara ve kapitalizme karşı ayağa kalkmıştı. Devrimci hareketler Türkiye’nin dört bir yanında yükseliyordu” dedi. Basın açıklamasında Vietnam’dan Latin Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanındaki anti-emperyalist mücadelelere de değinildi. Türkiye’deki devrimcilerin de bu direnişin bir parçası olduğunu belirten Doğan, “Denizler kendi başlarına silaha sarılmadı, yaşadıkları dönemin gerçekliğini kavrayarak harekete geçtiler” dedi.
‘İdam sehpalarında bile vazgeçmediler’
Anmada, Deniz Gezmiş’in idam sehpasındaki son sözleri hatırlatılarak, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye, yaşasın Marksizmin-Leninizmin yüce ideolojisi, yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, yaşasın işçiler, köylüler; kahrolsun emperyalizm” denildi. Yusuf Aslan’ın cellatlara karşı haykırdığı sözler de katılımcılar tarafından alkışlarla karşılandı: “Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz” ifadelerine yer verildi. Hüseyin İnan’ın idam öncesi yaptığı açıklama da törende paylaşılarak, “Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyorum” denildi. Doğan, konuşmasını, “Onlar sadece geçmişte değil, halkın vicdanında, gözyaşlarında, özlemlerinde ve her şeyden önemlisi süren mücadelelerde yaşıyor. Mücadele sürdükçe yaşamaya devam edecekler” sözleri ile tamamladı.
