DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel-İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, yüksek enflasyon ve pahalılığa dikkat çekerek, “Ülkeyi yönetenlere göre ekonomi şahlanıyor ama işçi sınıfı başta olmak üzere geniş halk kesimleri için şahlanan tek şey işsizlik, pahalılık, faturalar, borçlar, ek vergiler ve zamlardır. Bilerek yapıyorlar, kışımızı kara kışa çeviriyorlar.
Döviz kurlarındaki sert yükseliş ve TL’nin değer kaybetmesi bir beceriksizlik değil, aksine bilerek yapıyorlar. Türk Lirasını bilerek ve isteyerek değersizleştiriyorlar. Uluslararası sermaye için kelepir emek, kelepir memleket pazarlaması yapılıyor. Hükümetin uyguladığı politikalar sonucunda işsizlik alabildiğine artmakta; hemen her evde olan işsizler, özellikle genç ve kadın işsizler gözle görülür hale gelmiştir. İşçilerin patronlardan daha yüksek oranda vergi ödediği bir ülke haline geldiğimiz gerçeği gizlenmek istenmekte; Türkiye’nin milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olduğu gerçeğinden ise hiç bahsedilmemektedir” şeklinde konuştu.
‘Yok sayılınca ortadan kalkmıyor’
‘Sorunlar yok sayılınca, sorunları dile getireni baskıyla susturunca, hakkını arayıp soranı işten çıkarınca, hapse atınca sorunlar ortadan kalkmıyor’ diyen Küçük, “Sadece ve sadece çözümlerin konuşulması engelleniyor. Kimi zaman istatistik oyunlarıyla, kimi zaman konuşanlara baskıyla, sansürle, gözaltıyla, şiddetle sorunlar yok sayılmak isteniyor. Ama ülkenin dört bir yanında iş bulamıyoruz, barınamıyoruz, geçinemiyoruz çığlıkları yükseliyor. İşçilerin patronundan daha yüksek oranda vergi ödediği bir ülkede, vergileri bir gecede bir kararname ile sıfırlanan ayrıcalıklı şirketlerin, yurtdışına kaçırdıkları servetlerini biz görüyoruz ama örneğin savcılar görmüyor, devlet görmüyor. Halk işsizlikle ve geçim zorluklarıyla mücadele ederken bir avuç ayrıcalıklı şirketin vergi borçlarının sıfırlanmasını, İŞKUR ve SGK kaynaklarından yapılan kıyakları herkes görmekte; işsizlik rekor kırarken, işçilere ait olan İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının büyük bölümü patronlara aktarılmaktadır. Türkiye, uluslararası sermaye için ucuz ve güvencesiz işçilik cenneti haline getirilmek istenmekte, sendikal örgütlenmeler türlü zorluklar çıkartılarak engellenmeye çalışılmaktadır” dedi.
‘Masal dinlemek değil çözüm istiyoruz’
Küçük, sözlerini şöyle tamamladı: “İşçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın çok büyük bir çoğunluğu ise bu masallarından bıkmış ve ‘geçinemiyoruz’ diyerek çözüm istemektedir. Önümüzdeki aylarda TBMM’de Türkiye’nin 2024 yılı bütçesi için çalışmalar başlayacak. Bütçede oldukça basit düzenlemeler yapılarak, bu ülke bu halk nefes alabilir. Birkaç ay içinde yeni asgari ücret çalışmaları başlayacak. Hem bütçe hem de asgari ücret artan hayat pahalılığına karşı emekçilerin soluk almasını sağlayabilir. 2024 kara kışına karşı halkın ekmeğini savunmak için acil önlemler alınmalıdır. Gelirde ve vergide adalet sağlanmalıdır. Ülkeyi yöneten siyasi iktidarı Anayasa’nın sosyal devlet ilkesinin gereği olan aşağıdaki önlemleri acilen almaya çağırıyoruz. Ücretlerden alınan gelir vergisi oranı yüzde 10’a düşürülmelidir. Vergi dilimleri yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. İşverenlere verilen 5 puan SGK prim desteği işçilere de verilmelidir. Dolaylı vergiler düşürülmeli, çağ dışı damga vergisi kaldırılmalıdır. İşsizliğin ve yoksulluğun çarkları arasında ezilmeyi kabul etmiyor, tüm işçileri, emekçileri, işsizleri, emeklileri ve dar gelirlileri pahalılığa ve adaletsizliğe karşı omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz. Bu adaletsiz düzene karşı, sömürüye karşı örgütlenmeli, sendikalı olmalı, hakkımızı aramalıyız. Bir araya gelerek, omuz omuza vererek, örgütlenerek kazanabiliriz.”