6360 sayılı yasa da son değil
Türkiye’de belediyelerin 2004 yılında kadar 1930 yılında çıkan bir yasa ile idare edildiğini hatırlatan Başkan Türel, “2004 yılından itibaren ciddi yerel yönetim reformları yapıldı. 5393, 5216 sayılı yasalar yapıldı, Kalkınma Ajansları destekleyici bir unsur olarak 2008’de ortaya çıktı. Son olarak 6360 Sayılı Büyükşehir Yasası’yla belediyecikteki son reform hamlesi ortaya çıktı. Bu da son olmayacaktır. Bundan sonra da birçok yasayla karşılayacağız. Her yasa başka bir ihtiyacı ortaya çıkıyor. Belediyelerimizin yeni yasayla toplam gelirlerinde önemli bir artış oluyor ama kişi başına düşen paya baktığımızda hizmet sınırları genişlediği için düşüş var. Burada onarılması gereken bir durum var. Şimdi de onun için bir gayret ortaya konuluyor” diye konuştu. Büyükşehir Yasası’nın hazırlanmasında mutfakta çalışmış birkaç kişiden biri olduğunu hatırlatan Başkan Menderes Türel, şunları kaydetti: “Seçilmişlerin en önemli sorumluluğu millete hesap vermektir. Bu dünyada da eğer siyasetle uğraşıyorsanız hesap vermeniz gereken millettir. Millete hesap vermenin sorumluluğu ağırdır. Valilerimiz hükümet ve devleti temsil eden kişiler olarak hesap veriyorlar ama halka değil. Beni gece 02.30’da bir dağ köyünden bir vatandaş arayıp, sinekten şikayet edebiliyor. Ama halkımız devlet terbiyesi gereği valiyi arayamaz. Beni niye arıyor, sana oy verdim, bana hizmet vereceksin diyor. Yasanın kurumsallaşması tamamlanmadığı için bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Değişmeyen tek şey değişimdir. Değişime adaptasyon en zor süreçtir. Şimdi bu süreci yaşıyoruz.”
Köylere 4 ayda 3 kat yatırım
İstanbul’da 2004’ten bu yana bu sistemin başarıyla uygulandığını belirten Türel şöyle devam etti: “Bu başarılı sistemi Türkiye’deki 30 büyükşehirde uygulayalım dedik. Türkiye nüfusunun yüzde 77’si 30 büyükşehirde yaşıyor. Bu adaptasyon süreci tamamladığımızda halka daha iyi hizmet vermenin karşılığını gördüğümüzde, birkaç sene içinde geriye kalan 51 vilayet ikişer üçer birleşip bizi de Büyükşehir yapın diyecekler. Halk bunun nimetini gördüğünde külfetine her zaman katlanır. 2013 yılında Antalya İl Özel İdaresi’nin milli eğitim hariç yatırım bütçesi 10 milyon lira idi. Antalya’nın 539 köyüne İl Özel İdaresi 10 trilyonluk bir yatırım yapabiliyordu. Bizim göreve başladığımız Nisan ayından Ağustos sonuna kadar 4 ayda özellikle kırsal kesime yaptığımız yol yatırımı
Bizi de büyükşehir yapın diyecekler
Bu reformları yaparken zaman zaman eleştirildiklerini anlatan Türel, örneklerle süslediği konuşmasında şunları dedi: “2008 yılında Kalkınma Ajanslarını mecliste çıkartıyorken hükümet, muhalefet tarafından Türkiye’yi 25 eyalete bölüyorsunuz diye eleştirilmişti. Bu eleştiriyi yapanlar 2-3 yıl sonra ‘Benim ilime niye Kalkınma Ajansı kurmuyorsunuz’ diye meclise soru önergeleri verdi. Neden? Çünkü Kalkınma Ajansların şehirlere katkısı görüldü. Bugünkü Büyükşehir Yasası’nda da benzeri yaklaşımlara maruz kaldık. Ben mecliste yasası savunmak için kürsüye çıktığımda darp tehlikesi geçirdim. Komisyonda anayasa kitapçıkları fırlatıldı. Tarih tekerrürden ibaret. Bu yasa eyalet sistemini getiriyor diye şikayet eden yerlerden, yasanın getirdiği hizmet kalitesi fark edildiğinde ‘bizi de Büyükşehir yapın’ talepleri muhakkak gelecektir.” Başkan Menderes Türel konuşmasını şöyle tamamladı: “Hizmet odaklı belediyecilik anlayışını, siyasi rozetlerimizi belediye kapısında bırakmak suretiyle vatandaşa eşit olarak yaptığımız zaman, vatandaş nezdinde her zaman takdir görülür. Biz hizmet belediyeciliğini unutmadan yolumuza devam edeceğiz. Vatanımıza milletimize hizmet etmenin onurunu ve şerefini yaşayacağız. Hiç birimiz bulunduğumuz makamlarda kalıcı değiliz. Baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakabiliyorsak ne mutlu.” Haber Merkezi