VARAN-3
BDP Kemer İlçe Başkanı Dursun Satıcı, Göynük Kanyonu işletme ihalesi, kanyonun tahrip edilmesi, belediye tarafından moloz dökülmesi, kanyona giriş ücretleri ile ilgili olarak çok çarpıcı iddialarda bulundu
Satıcı şöyle konuştu: 'Göynük Çayı'ndan birileri hemen her gün kum çalıyor. Soranlara 'kazı ve temizleme çalışması yapıyoruz' diyorlar. Jandarmaya haber veriyoruz aradan 2 saat geçip herkes gittikten sonra geliyorlar. Kanyonun her tarafını molozlarla doldurdular. Burada Göynük Belediyesi'nin tabelası var 'kanyona her türlü moloz ve hafriyat dökmek yasaktır' diye. Tabelayı asan da belediye, molozu döken de yine belediye. Belediyenin yolları süpüren bir aracının artıklarını da buraya döküyorlar. Kanyonu yok ediyorlar. Kanyon işgal ediliyor. Aslen Elazığlıyım ama yıllardır Göynük'te yaşıyorum. Burada yaşayan bir vatandaş olarak beldemin haklarını korumak benim bir görevim.
Sözleşmeye aykırı davranış
2008-2009 yıllarında Göynük Kanyonu ihale edildi. Milli Parklar, 2008 Aralık ayında Göynük Kanyonunun işletmesi için ihale açtı. 'Göynük Kanyonu Tur Güzergahı Kapı Girişi ve Satış Ünitesi İşletmeciliği ile Genel Saha Temizliği ve Güvenliği Hizmetleri' ihalesi yapıldı. Bu ihalelerle ilgili basında çok yazıldı çizildi ve bir çok skandal ortaya çıktı. Kanyona şu anda giriş 5 lira. İçeride de takmanız için 30 liraya teçhizat veriyorlar. Toplam 35 lira vermeden kanyona giremiyorsunuz. Bu adeta bir soygun ekonomisidir. Göynük Kanyonu, geçenden bir geçmeyenden 2 akçe alınan Deli Dumrul Köprüsü olayına dönmüştür. Çevre Orman İl Müdürlüğü, kanyonu 2008'de ihaleyle UTM firmasına verdi ve ihale iptal edildi. Çok spekülasyon oldu. 2009'daki ikinci ihalede kanyonu işletme hakkı Atamer Ltd. Şti. firmasına verildi. İhaleyi alan firma, hiçbir yatırım yapmadığı halde sözleşmeyi 15 yıl uzatıldı. Sözleşme hükümlerine aykırı davranıldı.
İddialar sert
Kanyonda tahribat yapıldı ve buna göz yumuldu. Sözleşmeye aykırı olduğu halde birileri, hisse devri yapmak zorunda bırakıldı. Şirket ortaklarının geçmişlerinin şaibeli olduğuna dair basında çok sayıda haber yer aldı. İlk ihalede UTM şirketinin teminatı yakılmadan ihalesi iptal edildi. Yapılması gereken yatırımlar yapılmadı. Sözleşmeye aykırı işlemler yapıldı. Buna karşı işlem yapılmadı. Yasa dışı yabancı işçi çalıştırıldığı, ihaleyi alan firmanın sözleşmeye aykırı olarak ortaklık yapısının değiştiği, ihaleyi alan isimlerin geçmiş siyasi liderlere yakınlıkları olduğu, Türkiye'nin emlak kralı diye bilinen Çiller ve Demirel ailesinin yakını, UTM firması sahibi Nevzat Ak'ın teminatı yakmadan ihaleyi nasıl iptal ettirebildiği, iki ihale arasında bedel farkı olduğu, ihale sonucu sözleşmenin geç yapıldığı gibi onlarca iddia ortaya atıldı.
Vali soruşturma izni vermedi
Biz de 2 ihaleyi yapan Antalya Çevre Orman İl Müdürü Mine Kara, vekili Mehmet Akın, il müdürlüğü mühendisleri Fatma Özer, Nesime Ciğerim, Cihangir Kızılay, Tuğrul Şahin, Erdem İsmetoğlu, İsmet Yücel, Sadettin Sarı, il müdürlüğünde şef Abdullah Köklü ve araştırmacı Mahmut Deniz hakkında şikayette bulunduk. Ön inceleme talep ettiysek de Valilik İl İdare Kurulu Müdürlüğü'ne ait Vali Dr. Ahmet Altıparmak imzalı 11 Ekim 2010 tarihli kararla tüm iddialara rağmen soruşturma izni verilmedi. Vali bey kendi personelini korudu. Kararda '
her ne kadar yasaya aykırı işlemler tespit edilmiş ise de
' ibaresi yer aldı. Ben ve Mehmet Ceyhan bu karara karşı hem Bölge İdare Mahkemesi'nde itiraz ettik hem de görevi kötüye kullanarak ve ihaleye fesat karıştırmaktan suç duyurusunda bulunduk.
Soruşturma da kovuşturma da yok
Mahkemece, 2011/78 esas ve 2011/97 karar sayılı karar ile 25 Mart 2011'de 'ön inceleme raporu ve eki belgelerin, savcılık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı öne sürülerek soruşturma izni verilmemesi kararı onaylandı. Başsavcılık da valiliğin soruşturma izni vermemesi dair karara, Bölge İdare Mahkemesi'nin yapılan itiraza reddin kabulüne ilişkin kararlara dayanarak 2010/63749 soruşturma no, 2011/16211 karar no sayılı 13 Mayıs 2011 tarihli kararıyla kovuşturmaya yer yok kararı verdi. Karar da, '
Dosya bir bütün olarak incelendiğinde de şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediğine dair somut, inandırıcı, kamu davası açmaya yeterli delil olmadığı, soruşturma izni verilmemesine dair valilik kararının yerinde olduğu
' belirtilerek kamu adına kovuşturmaya yer yok kararı verildi.
İzin çıkmadı
O kadar iddiaya rağmen çeşitli gerekçelerle vali bey soruşturma izni vermeyince şikayetlerimizden olumlu sonuç alamadık. Şu anda kanyonu 9 Ocak 2009'daki ikinci ihaleyi alan adam işletiyor. Kişi başı 35 lira ödemeden kanyona giremiyorsunuz. Muhammen bedeli 58 bin lira olan ilk ihale kdv dahil 318 bin liraya bitti. Yüksek kira geliri nedeniyle bir şekilde ihale iptal ettirildi. İkinci ihalede ise devlet milyonlarca lira zarar etti. Milli Parklar tarafından yapılan ikinci ihaleyi de 58 bin liralık muhammen bedel yüzde 10 artırılmış şekilde Atamer firması aldı. Bu ihalede süre de 5 yıl artı 15 yıl olmak üzere uzatıldı. İhalede bir buçuk milyon liralık zorunlu yatırım vardı. İddia o ki Derya Atamer bu parayı karşılayamadı. Bir şekilde hisselerini, ilk ihaleyi kazanan UTM firması sahibi Nevzat Ak aldı. Mahkeme bu ihaleyi iptal etti. İtiraz üzerine bölge idare mahkemesi de bu kararı onayladı. Mahkeme kararına rağmen o firma orada hala çalışıyor doğayı tahrip ediyor.'
Başına gelmeyen kalmadı
Göynük Kanyonu'nu spor amaçlı faaliyette bulunmak amacıyla işletme ihalesini alan Derya Atamer'de ihaleyi aldıktan sonra UTM şirketi sahibi işadamı Nevzat Ak'ın şirketin büyük hisselerini kendisinden zorla satın aldığını söyledi. Atamer, Ak'ın kanyona villalar yapmak istediğini iddia ederek, yaşananlara Çevre İl Müdürlüğü'nün de çanak tuttuğunu öne sürdü. Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün 21.12.2010 tarihinde Göynük Kanyonu'nun spor, bakım ve güvenlik işlerini vermek için açtığı ikinci ihaleyi yıllık 73 bin lira kira bedeli karşılığında 20 yıllığına Atamer Dış Ticaret Limited Şirketi sahibi Derya Atamer kazanmıştı. İhaleyi aldıktan sonra Atamer'in başına gelmedik kalmadı.
İhale iptal edildi
UTM firması sahibi ünlü işadamı Nevzat Ak, iddialara göre Göynük Kanyonu için daha önce yapılan 2 ihaleye de girmiş, fakat bedel yüksek olduğu için ihaleden çekilmişti. Son ihalede Derya Atamer'in yıllık 73 bin lira karşılığında ihaleyi kazandığını öğrenen Ak, iddia o ki Atamer'in kapısına dayandı. Ak'ın, şirketine ait hisselerin yüzde 79'unu zorla elinden aldığını iddia eden Derya Atamer, Ak'ın bölgeye villalar yapmak istediğini söyledi. Ak'ın hisselerini elinden almasının ardından hemen ihalenin iptal edilmesi için mahkemeye başvurduğunu anlatan Atamer 'Nevzat Ak, hisseleri alınca ihalenin iptal edilmesi için başvuru yaptım ve mahkeme 30 Aralık 2010'da ihale şartnamesinde yer alan 'Şirketlerde ve ortak girişimlerde, sözleşme süresince ihaleyi ilk alan işletmecinin, şirketteki hissesi % 51'in altına düşmemesi esastır' maddesine dayanarak ihaleyi iptal etti' dedi.
Hisse hikayesi
İddialara göre, 9 Şubat 2009'da Derya Atamer şirketteki yüzde 65 hissesinin yüzde 45'ini, annesi Gülçin Atamer'de yüzde 20 hissesinin tümünü Nevzat Ak'a devretmişlerdi. Ak, bu hisse devirleriyle şirkette yüzde 65 hissedar olurken, şirkette Derya Atamer yüzde 20, Beatrice Martin de 15 hisseyle temsil ediliyorlardı. Daha doğrusu, en azından Beatrice Martin böyle olduğunu sandığını söylüyordu. Beatrice Martin, hisselerinin kandırılarak elinden alındığı iddiasıyla Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurduğunda, hisselerini 2009 Şubatında, Derya ve Gülçin Atamer'den 10 gün sonra UTM ve Demtaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Tekin'e devrettiği ortaya çıkacaktı.
Tahliye kararı neden uygulanmıyor
Cep telefonundan görüştüğümüz ve yaylada olduğunu belirten Atamer iddiaları doğruladı. İhalenin iptal edilmesiyle birlikte 30 Aralık 2010'da Nevzat Ak'a Göynük Kanyonu'nu tahliye etmesi kararının da verildiğini söyleyen Atamer, Ak'ın bu kararı uygulamadığı söyledi. Tahliye kararının ardından Ak'ın itirazda bulunduğunu belirten Derya Atamer, 'Karşılıklı davalar açtık. Son olarak Ak'ın itirazını 7 Temmuz 2011'de Bölge İdare Mahkemesi reddetti. Yani Ak'ın tahliye etmesi gereken Göynük Kanyonu'ndan çıkması gerekir ama çıkmıyor. Hala orada ve hala işletmecilik yapıyor. Ben, kanyonu işleten Ak'ın şirketinin küçük bir hissedarıyım ama bu şirketin yaptıklarına göz yummam mümkün değil' dedi.
Önemli olan çevre
Nevzat Ak'ın şuan su sporları üzerine faaliyette bulunduğunu belirten Derya Atamer şöyle konuştu:'Ben ihaleden önce kanyonda su sporları yapan Atamer Dış Ticaret Ltd. Şti. sahibiydim. Bence ihalede revizyon yapmaya çalışıyorlar. Amaçları zannımca Göynük Kanyonu'nu talan etmek. Benim maddi olarak bir beklentim yok. Tek isteğim çevrenin zarar görmemesi. Ben tüm ülkeye örnek olacak milli bir park yapmak istedim. Doğayı korumak istedim, Göynük Kanyonu'nun doğal güzelliği korunmalı. Orada ağaçları kesiyorlar. Ormana zarar veriyorlar. Göynük Kanyonu'ndan 6 bin kişinin tarım sulaması için kullandığı suyu kesiyorlar. Göynük'te yaşayanlar bunlar yüzünden zaman zaman tarım arazilerini sulayamıyor.
Suç duyurusu yapacağım
Ve tüm bu yaşananlara Çevre İl Müdürlüğü çanak tutuyor. Firma 800 bin liralık yatırım yaptı. Kanyon tahrip edildi. Milli parklar kanununa göre oraya çivi bile çakamazsınız. Göletler yapıp suyu kesemezsiniz. Ben onların villa yapmasını engelledim. Temmuz ve ağustos ayında kanyondan su gelmiyor. Firma tarafından kanyon kazılıp gölet yapıldığı zaman su yeraltına iniyor. Su yer altından denize gider. Yapılan hiçbir şey projeye uygun değil. Nevzat Ak'ın yaptıkları hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Kendimi de ihbar edeceğim. Benim çok küçük hissedarı olduğum şirketimde Nevzat Ak'ın yaptıklarını bir bir savcıyla paylaşacağım. Yaşananlar defalarca basında yer aldı. Neden bilmiyorum ama ne savcılık ne polis ne jandarma kimse olaya, iddialara el atmadı.'
Turistler tellerden atlıyor
Bazı vatandaş da iddialar için şöyle konuştu: '2008 yılında kanyon işletilmek üzere Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce ihaleye çıkarılıp bir şirkete verildi. Şirket işe öncelikli olarak kanyon içindeki doğal yapıyı tahrip etmekle başladı. Ormanları tahrip ederek yeniden yollar açtı. Girişe kapı yaptı ücret almaya başladı. Kapıyı akşam saat 7'de kapatarak gece yürüyerek gelen yabancı turistlerin kanyon içinde kilitli kalmalarına neden oldu. Zaman zaman bu turistler gece kanyonda kalmamak için dikenli telleri aşmaya çalışarak yaralandı. Trekking yapan turistler bizim otellerimizde kalıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde kanyonlara para vererek girilmiyor ve kapanmıyor diyorlar. Bu durumu anlamakta zorlanıyorlar.
Gerçekler saklanıyor
İşletmeci şirket kanyon içine büyük kepçeler sokarak kanyon tabanında hafriyat yaparak doğal yapısını bozup suyun yeraltına kaçmasına ve sulama yapmamıza engel oldular. Devlet Su İşleri'ne şikayette bulunmamıza rağmen Devlet Su İşleri de ilgilenmedi. Kanyon içinde yapay yüzme havuzları yaparak doğayı müthiş şekilde tahrip etmişlerdir. Bu yapılanların projede olduğunu sanmıyorum ancak denetleme mekanizması yeterli çalıştırılmadığı için istedikleri gibi hareket edebiliyorlar. Açılan davaların kazanılmış olmasına rağmen mahkeme kararları uygulanmamakta, halkın gözünden gerçekler saklanmaktadır.'
Diğer ilginç iddialar
Satıcı ile yan yana bulunan isminin verilmesini istemeyen bir vatandaş da Göynük ile ilgili ilginç iddialarda bulundu: Mirada Del Mar Oteli'nin içindeki işletmeler, ruhsatları, imar durumları ve yapı ruhsatlarının kamu adına incelemeye değer olduğunu düşünüyorum. Vogue Otel'de çeşitli açılardan bence denetlenmeli. Bir de 5 yıldızlı otellerden bazıları 5 yıldızlı değil ama kapılarında 5 yıldız var. Yıldızın her birinin değeri kaç para? Ve bu yıldız kaç paraya bu otele verildi. Hazine arazilerinde imar planlaması yapılırken arta çıkan araziler parsel parsel toplanıyor. Bunlar ilk önce bölgede oturan vatandaşa satılması gerekiyor ya da ihaleyle satılması gerekiyor ama bu yapılmıyor. Göynük'de bu hisseler kime satılıyor araştırılırsa görülecektir.'
VARAN-4
GÖYNÜK TUVALETLERİ:
Rezaletin böylesi
CHP'li Necati Topaloğlu yönetimindeki Göynük Belediyesi'nin halka açık WC'leri diz boyu rezalet
Tuvaletlerin hali içler acısı. Kirli, hijyenik olmayan, her tarafı dökülen tuvaletlerde klozet çalışmadığı ve taharet musluğu olmadığı için vatandaş kendi çözümünü bulmuş. Lavabo çeşmesine takılan hortum kullanılıyor. Yani çaresiz kalan vatandaş kendi kendine çözüm bulmuş. Rezil görünümdeki pislikten geçilmeyen bu tuvaletlerde sabun, temizlik ürünü, tuvalet kağıdı, elektrik bulmak ise bir lüks. Taharet musluğu olmayan tuvalette bir sabun bile yok. Diz boyu rezaletin yaşandığı beldeyi eğitim başkenti yapma iddiasındaki hoca lakaplı Göynük Belediye Başkanı CHP'li Necati Topaloğlu'nun şikayetlere rağmen yaşananları görmek istememesi herkesin tepkisini çekiyor. HABER: Şükrü Ağırman
Yarın: Mezarlara domuzlar dadandı!
BDP Kemer İlçe Başkanı Dursun Satıcı, Göynük Kanyonu işletme ihalesi, kanyonun tahrip edilmesi, belediye tarafından moloz dökülmesi, kanyona giriş ücretleri ile ilgili olarak çok çarpıcı iddialarda bulundu
Satıcı şöyle konuştu: 'Göynük Çayı'ndan birileri hemen her gün kum çalıyor. Soranlara 'kazı ve temizleme çalışması yapıyoruz' diyorlar. Jandarmaya haber veriyoruz aradan 2 saat geçip herkes gittikten sonra geliyorlar. Kanyonun her tarafını molozlarla doldurdular. Burada Göynük Belediyesi'nin tabelası var 'kanyona her türlü moloz ve hafriyat dökmek yasaktır' diye. Tabelayı asan da belediye, molozu döken de yine belediye. Belediyenin yolları süpüren bir aracının artıklarını da buraya döküyorlar. Kanyonu yok ediyorlar. Kanyon işgal ediliyor. Aslen Elazığlıyım ama yıllardır Göynük'te yaşıyorum. Burada yaşayan bir vatandaş olarak beldemin haklarını korumak benim bir görevim.
Sözleşmeye aykırı davranış
2008-2009 yıllarında Göynük Kanyonu ihale edildi. Milli Parklar, 2008 Aralık ayında Göynük Kanyonunun işletmesi için ihale açtı. 'Göynük Kanyonu Tur Güzergahı Kapı Girişi ve Satış Ünitesi İşletmeciliği ile Genel Saha Temizliği ve Güvenliği Hizmetleri' ihalesi yapıldı. Bu ihalelerle ilgili basında çok yazıldı çizildi ve bir çok skandal ortaya çıktı. Kanyona şu anda giriş 5 lira. İçeride de takmanız için 30 liraya teçhizat veriyorlar. Toplam 35 lira vermeden kanyona giremiyorsunuz. Bu adeta bir soygun ekonomisidir. Göynük Kanyonu, geçenden bir geçmeyenden 2 akçe alınan Deli Dumrul Köprüsü olayına dönmüştür. Çevre Orman İl Müdürlüğü, kanyonu 2008'de ihaleyle UTM firmasına verdi ve ihale iptal edildi. Çok spekülasyon oldu. 2009'daki ikinci ihalede kanyonu işletme hakkı Atamer Ltd. Şti. firmasına verildi. İhaleyi alan firma, hiçbir yatırım yapmadığı halde sözleşmeyi 15 yıl uzatıldı. Sözleşme hükümlerine aykırı davranıldı.
İddialar sert
Kanyonda tahribat yapıldı ve buna göz yumuldu. Sözleşmeye aykırı olduğu halde birileri, hisse devri yapmak zorunda bırakıldı. Şirket ortaklarının geçmişlerinin şaibeli olduğuna dair basında çok sayıda haber yer aldı. İlk ihalede UTM şirketinin teminatı yakılmadan ihalesi iptal edildi. Yapılması gereken yatırımlar yapılmadı. Sözleşmeye aykırı işlemler yapıldı. Buna karşı işlem yapılmadı. Yasa dışı yabancı işçi çalıştırıldığı, ihaleyi alan firmanın sözleşmeye aykırı olarak ortaklık yapısının değiştiği, ihaleyi alan isimlerin geçmiş siyasi liderlere yakınlıkları olduğu, Türkiye'nin emlak kralı diye bilinen Çiller ve Demirel ailesinin yakını, UTM firması sahibi Nevzat Ak'ın teminatı yakmadan ihaleyi nasıl iptal ettirebildiği, iki ihale arasında bedel farkı olduğu, ihale sonucu sözleşmenin geç yapıldığı gibi onlarca iddia ortaya atıldı.
Vali soruşturma izni vermedi
Biz de 2 ihaleyi yapan Antalya Çevre Orman İl Müdürü Mine Kara, vekili Mehmet Akın, il müdürlüğü mühendisleri Fatma Özer, Nesime Ciğerim, Cihangir Kızılay, Tuğrul Şahin, Erdem İsmetoğlu, İsmet Yücel, Sadettin Sarı, il müdürlüğünde şef Abdullah Köklü ve araştırmacı Mahmut Deniz hakkında şikayette bulunduk. Ön inceleme talep ettiysek de Valilik İl İdare Kurulu Müdürlüğü'ne ait Vali Dr. Ahmet Altıparmak imzalı 11 Ekim 2010 tarihli kararla tüm iddialara rağmen soruşturma izni verilmedi. Vali bey kendi personelini korudu. Kararda '
her ne kadar yasaya aykırı işlemler tespit edilmiş ise de
' ibaresi yer aldı. Ben ve Mehmet Ceyhan bu karara karşı hem Bölge İdare Mahkemesi'nde itiraz ettik hem de görevi kötüye kullanarak ve ihaleye fesat karıştırmaktan suç duyurusunda bulunduk.
Soruşturma da kovuşturma da yok
Mahkemece, 2011/78 esas ve 2011/97 karar sayılı karar ile 25 Mart 2011'de 'ön inceleme raporu ve eki belgelerin, savcılık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı öne sürülerek soruşturma izni verilmemesi kararı onaylandı. Başsavcılık da valiliğin soruşturma izni vermemesi dair karara, Bölge İdare Mahkemesi'nin yapılan itiraza reddin kabulüne ilişkin kararlara dayanarak 2010/63749 soruşturma no, 2011/16211 karar no sayılı 13 Mayıs 2011 tarihli kararıyla kovuşturmaya yer yok kararı verdi. Karar da, '
Dosya bir bütün olarak incelendiğinde de şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediğine dair somut, inandırıcı, kamu davası açmaya yeterli delil olmadığı, soruşturma izni verilmemesine dair valilik kararının yerinde olduğu
' belirtilerek kamu adına kovuşturmaya yer yok kararı verildi.
İzin çıkmadı
O kadar iddiaya rağmen çeşitli gerekçelerle vali bey soruşturma izni vermeyince şikayetlerimizden olumlu sonuç alamadık. Şu anda kanyonu 9 Ocak 2009'daki ikinci ihaleyi alan adam işletiyor. Kişi başı 35 lira ödemeden kanyona giremiyorsunuz. Muhammen bedeli 58 bin lira olan ilk ihale kdv dahil 318 bin liraya bitti. Yüksek kira geliri nedeniyle bir şekilde ihale iptal ettirildi. İkinci ihalede ise devlet milyonlarca lira zarar etti. Milli Parklar tarafından yapılan ikinci ihaleyi de 58 bin liralık muhammen bedel yüzde 10 artırılmış şekilde Atamer firması aldı. Bu ihalede süre de 5 yıl artı 15 yıl olmak üzere uzatıldı. İhalede bir buçuk milyon liralık zorunlu yatırım vardı. İddia o ki Derya Atamer bu parayı karşılayamadı. Bir şekilde hisselerini, ilk ihaleyi kazanan UTM firması sahibi Nevzat Ak aldı. Mahkeme bu ihaleyi iptal etti. İtiraz üzerine bölge idare mahkemesi de bu kararı onayladı. Mahkeme kararına rağmen o firma orada hala çalışıyor doğayı tahrip ediyor.'
Başına gelmeyen kalmadı
Göynük Kanyonu'nu spor amaçlı faaliyette bulunmak amacıyla işletme ihalesini alan Derya Atamer'de ihaleyi aldıktan sonra UTM şirketi sahibi işadamı Nevzat Ak'ın şirketin büyük hisselerini kendisinden zorla satın aldığını söyledi. Atamer, Ak'ın kanyona villalar yapmak istediğini iddia ederek, yaşananlara Çevre İl Müdürlüğü'nün de çanak tuttuğunu öne sürdü. Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün 21.12.2010 tarihinde Göynük Kanyonu'nun spor, bakım ve güvenlik işlerini vermek için açtığı ikinci ihaleyi yıllık 73 bin lira kira bedeli karşılığında 20 yıllığına Atamer Dış Ticaret Limited Şirketi sahibi Derya Atamer kazanmıştı. İhaleyi aldıktan sonra Atamer'in başına gelmedik kalmadı.
İhale iptal edildi
UTM firması sahibi ünlü işadamı Nevzat Ak, iddialara göre Göynük Kanyonu için daha önce yapılan 2 ihaleye de girmiş, fakat bedel yüksek olduğu için ihaleden çekilmişti. Son ihalede Derya Atamer'in yıllık 73 bin lira karşılığında ihaleyi kazandığını öğrenen Ak, iddia o ki Atamer'in kapısına dayandı. Ak'ın, şirketine ait hisselerin yüzde 79'unu zorla elinden aldığını iddia eden Derya Atamer, Ak'ın bölgeye villalar yapmak istediğini söyledi. Ak'ın hisselerini elinden almasının ardından hemen ihalenin iptal edilmesi için mahkemeye başvurduğunu anlatan Atamer 'Nevzat Ak, hisseleri alınca ihalenin iptal edilmesi için başvuru yaptım ve mahkeme 30 Aralık 2010'da ihale şartnamesinde yer alan 'Şirketlerde ve ortak girişimlerde, sözleşme süresince ihaleyi ilk alan işletmecinin, şirketteki hissesi % 51'in altına düşmemesi esastır' maddesine dayanarak ihaleyi iptal etti' dedi.
Hisse hikayesi
İddialara göre, 9 Şubat 2009'da Derya Atamer şirketteki yüzde 65 hissesinin yüzde 45'ini, annesi Gülçin Atamer'de yüzde 20 hissesinin tümünü Nevzat Ak'a devretmişlerdi. Ak, bu hisse devirleriyle şirkette yüzde 65 hissedar olurken, şirkette Derya Atamer yüzde 20, Beatrice Martin de 15 hisseyle temsil ediliyorlardı. Daha doğrusu, en azından Beatrice Martin böyle olduğunu sandığını söylüyordu. Beatrice Martin, hisselerinin kandırılarak elinden alındığı iddiasıyla Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurduğunda, hisselerini 2009 Şubatında, Derya ve Gülçin Atamer'den 10 gün sonra UTM ve Demtaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hanifi Tekin'e devrettiği ortaya çıkacaktı.
Tahliye kararı neden uygulanmıyor
Cep telefonundan görüştüğümüz ve yaylada olduğunu belirten Atamer iddiaları doğruladı. İhalenin iptal edilmesiyle birlikte 30 Aralık 2010'da Nevzat Ak'a Göynük Kanyonu'nu tahliye etmesi kararının da verildiğini söyleyen Atamer, Ak'ın bu kararı uygulamadığı söyledi. Tahliye kararının ardından Ak'ın itirazda bulunduğunu belirten Derya Atamer, 'Karşılıklı davalar açtık. Son olarak Ak'ın itirazını 7 Temmuz 2011'de Bölge İdare Mahkemesi reddetti. Yani Ak'ın tahliye etmesi gereken Göynük Kanyonu'ndan çıkması gerekir ama çıkmıyor. Hala orada ve hala işletmecilik yapıyor. Ben, kanyonu işleten Ak'ın şirketinin küçük bir hissedarıyım ama bu şirketin yaptıklarına göz yummam mümkün değil' dedi.
Önemli olan çevre
Nevzat Ak'ın şuan su sporları üzerine faaliyette bulunduğunu belirten Derya Atamer şöyle konuştu:'Ben ihaleden önce kanyonda su sporları yapan Atamer Dış Ticaret Ltd. Şti. sahibiydim. Bence ihalede revizyon yapmaya çalışıyorlar. Amaçları zannımca Göynük Kanyonu'nu talan etmek. Benim maddi olarak bir beklentim yok. Tek isteğim çevrenin zarar görmemesi. Ben tüm ülkeye örnek olacak milli bir park yapmak istedim. Doğayı korumak istedim, Göynük Kanyonu'nun doğal güzelliği korunmalı. Orada ağaçları kesiyorlar. Ormana zarar veriyorlar. Göynük Kanyonu'ndan 6 bin kişinin tarım sulaması için kullandığı suyu kesiyorlar. Göynük'te yaşayanlar bunlar yüzünden zaman zaman tarım arazilerini sulayamıyor.
Suç duyurusu yapacağım
Ve tüm bu yaşananlara Çevre İl Müdürlüğü çanak tutuyor. Firma 800 bin liralık yatırım yaptı. Kanyon tahrip edildi. Milli parklar kanununa göre oraya çivi bile çakamazsınız. Göletler yapıp suyu kesemezsiniz. Ben onların villa yapmasını engelledim. Temmuz ve ağustos ayında kanyondan su gelmiyor. Firma tarafından kanyon kazılıp gölet yapıldığı zaman su yeraltına iniyor. Su yer altından denize gider. Yapılan hiçbir şey projeye uygun değil. Nevzat Ak'ın yaptıkları hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Kendimi de ihbar edeceğim. Benim çok küçük hissedarı olduğum şirketimde Nevzat Ak'ın yaptıklarını bir bir savcıyla paylaşacağım. Yaşananlar defalarca basında yer aldı. Neden bilmiyorum ama ne savcılık ne polis ne jandarma kimse olaya, iddialara el atmadı.'
Turistler tellerden atlıyor
Bazı vatandaş da iddialar için şöyle konuştu: '2008 yılında kanyon işletilmek üzere Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce ihaleye çıkarılıp bir şirkete verildi. Şirket işe öncelikli olarak kanyon içindeki doğal yapıyı tahrip etmekle başladı. Ormanları tahrip ederek yeniden yollar açtı. Girişe kapı yaptı ücret almaya başladı. Kapıyı akşam saat 7'de kapatarak gece yürüyerek gelen yabancı turistlerin kanyon içinde kilitli kalmalarına neden oldu. Zaman zaman bu turistler gece kanyonda kalmamak için dikenli telleri aşmaya çalışarak yaralandı. Trekking yapan turistler bizim otellerimizde kalıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde kanyonlara para vererek girilmiyor ve kapanmıyor diyorlar. Bu durumu anlamakta zorlanıyorlar.
Gerçekler saklanıyor
İşletmeci şirket kanyon içine büyük kepçeler sokarak kanyon tabanında hafriyat yaparak doğal yapısını bozup suyun yeraltına kaçmasına ve sulama yapmamıza engel oldular. Devlet Su İşleri'ne şikayette bulunmamıza rağmen Devlet Su İşleri de ilgilenmedi. Kanyon içinde yapay yüzme havuzları yaparak doğayı müthiş şekilde tahrip etmişlerdir. Bu yapılanların projede olduğunu sanmıyorum ancak denetleme mekanizması yeterli çalıştırılmadığı için istedikleri gibi hareket edebiliyorlar. Açılan davaların kazanılmış olmasına rağmen mahkeme kararları uygulanmamakta, halkın gözünden gerçekler saklanmaktadır.'
Diğer ilginç iddialar
Satıcı ile yan yana bulunan isminin verilmesini istemeyen bir vatandaş da Göynük ile ilgili ilginç iddialarda bulundu: Mirada Del Mar Oteli'nin içindeki işletmeler, ruhsatları, imar durumları ve yapı ruhsatlarının kamu adına incelemeye değer olduğunu düşünüyorum. Vogue Otel'de çeşitli açılardan bence denetlenmeli. Bir de 5 yıldızlı otellerden bazıları 5 yıldızlı değil ama kapılarında 5 yıldız var. Yıldızın her birinin değeri kaç para? Ve bu yıldız kaç paraya bu otele verildi. Hazine arazilerinde imar planlaması yapılırken arta çıkan araziler parsel parsel toplanıyor. Bunlar ilk önce bölgede oturan vatandaşa satılması gerekiyor ya da ihaleyle satılması gerekiyor ama bu yapılmıyor. Göynük'de bu hisseler kime satılıyor araştırılırsa görülecektir.'
VARAN-4
GÖYNÜK TUVALETLERİ:
Rezaletin böylesi
CHP'li Necati Topaloğlu yönetimindeki Göynük Belediyesi'nin halka açık WC'leri diz boyu rezalet
Tuvaletlerin hali içler acısı. Kirli, hijyenik olmayan, her tarafı dökülen tuvaletlerde klozet çalışmadığı ve taharet musluğu olmadığı için vatandaş kendi çözümünü bulmuş. Lavabo çeşmesine takılan hortum kullanılıyor. Yani çaresiz kalan vatandaş kendi kendine çözüm bulmuş. Rezil görünümdeki pislikten geçilmeyen bu tuvaletlerde sabun, temizlik ürünü, tuvalet kağıdı, elektrik bulmak ise bir lüks. Taharet musluğu olmayan tuvalette bir sabun bile yok. Diz boyu rezaletin yaşandığı beldeyi eğitim başkenti yapma iddiasındaki hoca lakaplı Göynük Belediye Başkanı CHP'li Necati Topaloğlu'nun şikayetlere rağmen yaşananları görmek istememesi herkesin tepkisini çekiyor. HABER: Şükrü Ağırman
Yarın: Mezarlara domuzlar dadandı!
Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"